Skip to main content

Demans nedir? Alzheimer ve Demans Niye Hep Karışır?

Demans (bunama), yalnızca bireyleri değil, halk sağlığını, toplumların dokusunu, ekonomileri ve medeniyetin temel taşlarını derinden etkileyen bir nörolojik bir hastalıktır. Demans ve Alzheimer hastalığı sıklıkla birbiriyle karıştırılmakta ve yanlış anlamalara neden olabilmektedir. Öncelikle bu konuyu açıklayalım; Demans, Latince kelime anlamıyla “zihnin yitirilmesi” anlamına gelmektedir. Beyinde oluşan çeşitli hasarlar sonucu, kişinin gündelik yaşamını sürdüremeyecek derecede zihinsel işlevlerinin bozulmasıyla ortaya çıkar. Demansa neden olan hastalıkların sayısı yüzlerle ifade edilse de, bunlar arasında Alzheimer hastalığı tartışmasız birinci sıradadır.

Bazı nadir durumlarda, örneğin belirli virüslerin beyinde iltihaba yol açması gibi nedenlerle de demans gelişebilir. Ancak bu durumlar çok ender görülür. Buna karşılık, Alzheimer hastalığı beyinde hücre ölümüne yol açarak tüm dünyada demansın ezici bir çoğunlukla en yaygın nedeni olmuştur. Tüm demans vakalarının yaklaşık %70’i Alzheimer’a bağlıdır. Başka bir deyişle, her 3 demans hastasından 2’si Alzheimer nedeniyle bu durumu yaşamaktadır.1

Bu yüksek oran, Alzheimer’ı demansla neredeyse eşanlamlı hale getirmiştir. Ancak, %30 oranında demansa yol açan başka hastalıklar da bulunmaktadır.1 Bu durum, diğer demans nedenlerinin de ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak ele alınması gerektiğini hatırlatır.

Demans Neden Bu Kadar Fazla Görülmeye Başladı?

Demans, dünya genelinde yaşlanan nüfusla birlikte maalesef ki giderek daha yaygın hale gelen bir sağlık sorunudur.1 Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre, dünya çapında yaklaşık 55 milyon kişi demans hastasıdır ve bu rakamın 2030’da 78 milyona, 2050’de ise 139 milyona ulaşması beklenmektedir. Bu artışın, ülkemizin de yer aldığı düşük ve orta gelirli ülkelerde daha fazla olması öngörülmektedir. Yaşlı nüfusun ülkemizde hızla artması, demans gibi nörodejeneratif hastalıkların görülme sıklığını önemli ölçüde artıran en önemli risk faktörüdür. 2050 yılı projeksiyonlarına göre, yaşlı nüfusumuzdaki yüzde yüzün üzerindeki artış, demans vakalarında da benzer oranda bir yükselişe neden olacaktır. Bu durum da hali hazırda 700.000’i Alzheimer hastası olmak üzere toplam bir milyon demans hastası sayısının önümüzdeki 25 yıl içinde en az iki kat artacağı gerçeğini gözlerimizin önüne sermektedir.

Hangi Durumlar Alzheimer Hastalığına Yatkınlık Sağlar?

Alzheimer hastalığı ile ilgili riskleri araştıran Lancet Komisyonu’nun 2024 raporu, hastalık riskini artıran pek çok faktörü ortaya koymuştur.2 Bu faktörlerin birçoğu yaşam tarzı değişiklikleri ve tıbbi önlemler ile değiştirilip hastalık riski düşürülebilir.

Değiştirilebilir Risk Faktörleri:

  • Kötü kolesterol (LDL) yüksekliği: Kan kolesterol seviyelerinin yüksek olması, özellikle LDL kolesterolü Alzheimer riskini artırır.
  • Görme kaybı: Tedavi edilmeyen görme kaybı, sosyal izolasyona ve depresyona yol açarak beyin sağlığını olumsuz etkiler ve Alzheimer riskini artırır.
  • İşitme kaybı: İşitme sorunları, sosyal etkileşimleri azaltır ve zihinsel gerilemeye katkıda bulunur.
  • Hipertansiyon: Yüksek tansiyon, beyin damarlarını etkileyerek Alzheimer riskini artırır.
  • Sigara kullanımı: Sigara, damar sağlığını bozarak beyin dokusuna zarar verir.
  • Obezite: Obezite, tip 2 diyabet, kalp hastalıkları gibi birçok sağlık sorunuyla ilişkilidir ve Alzheimer riskini artırır.
  • Depresyon: Depresyon, beyin sağlığını olumsuz etkileyerek Alzheimer riskini artırır.
  • Fiziksel hareketsizlik: Düzenli egzersiz yapmak beyin sağlığı için yararlı iken egzersiz yapmamak tersine zararlıdır.
  • Diyabet: Yüksek kan şekeri seviyeleri, beyin damarlarını ve sinirleri etkileyerek Alzheimer riskini artırır.
  • Aşırı alkol tüketimi: Alkol, beyin hücrelerine zarar verir ve zihinsel işlevleri bozar.
  • Travmatik beyin hasarı: Kafaya alınan ciddi darbeler, beyin dokusuna zarar vererek Alzheimer riskini arttırır.
  • Hava kirliliği: Uzun süreli hava kirliliğine maruz kalmak, beyin sağlığını olumsuz etkiler.
  • Sosyal izolasyon: Sosyal ilişkilerin zayıf olması, beyin sağlığı için ciddi bir risktir.
  • Düşük eğitim düzeyi: Düşük eğitim düzeyi, en ciddi risk artışına yol açan durumlardan birisidir.

Değiştirilemeyen Risk Faktörleri:

  • Yaş: Yaş ilerledikçe Alzheimer hastalığı riski artar ve yaş bilinen en güçlü risk faktörüdür.
  • Aile öyküsü: Ailesinde Alzheimer hastalığı olan kişilerde risk daha yüksektir.
  • Apolipoprotein E (ApoE) geni: Bu genin bazı varyantları, Alzheimer riskini artırabilir.

Alzheimer hastalığı görüldüğü gibi çok faktörlü bir hastalıktır ve yaşam tarzı değişiklikleriyle riskler azaltılabilir. Özellikle orta yaşlardan itibaren sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, sosyal etkileşimler, düzenli sağlık kontrolleri ve risk faktörlerinin kontrol altına alınması, Alzheimer hastalığı riskini azaltmada önemli adımlardır.

Alzheimer Hastalığı’nın Belirtileri Nelerdir?

Alzheimer hastalığı en sık unutkanlık ile kendini gösterir ve daha sonradan diğer şikayetler unutkanlığa eklenir. Buna karşın 100 hastanın 15’inde Alzheimer hastalığının başlangıç bulgusu unutkanlık değil de yön bulma sorunları, dil zorlukları, kişilik değişikliklikleri gibi başka bulgular olabilmektedir. Alzheimer hastalığında görülen bulguları aşağıda özetlenmiştir.

  • Yakın Geçmişi Hatırlama Güçlüğü: Hastalar yeni öğrenilen bilgileri, yakın geçmişteki yaşantıları kısa sürede unuturlar. Bu nedenle aynı soruları tekrar tekrar sorup, aynı konuları birden fazla kez anlatırlar. Değerli eşyaları saklayıp bulamazlar, randevuları unuturlar. Namaz kılan hastalar rekatları karıştırabilir. Dizileri takip etmekte zorlanabilirler.

 

  • Yön Bulmada Zorluk ve Görsel Algıda Değişiklikler: Hastalar dışarıda yolunu bulamamakta, araba kullanmakta zorlanmakta ve üç boyutlu düşünme becerileri azalmaktadır. Bazıları ise nesneleri tanımakta ve yüzleri ayırt etmekte güçlük çekmektedir.

 

  • Düşünme ve Yargılama Problemleri: Alzheimer hastaları, karar verme süreçlerinde ciddi bir bozulma yaşarlar. En basit günlük kararları almada bile zorlanırlar. Planlama ve organizasyon becerilerinde yaşanan gerileme nedeniyle, günlük işlerini takip etmek ve düzenli bir yaşam sürdürmek onlar için oldukça zordur. Soyut kavramları anlamakta ve karmaşık düşünce yapılarını takip etmekte güçlük çekmeleri, sosyal yaşamlarını ve günlük işlevlerini olumsuz etkiler.

 

  • Dil Zorlukları: Alzheimer hastalarında dil becerilerinde önemli bir bozulma görülür. Hastalar, konuşma sırasında doğru kelimeleri bulmakta zorlanırlar ve bu durum konuşmalarını anlaşılmaz hale getirebilir. Cümleleri kurmakta yaşadıkları güçlük nedeniyle konuşmaları daha kısa ve basit kalıplara dönüşür. Yazılı ifadede ise gramer hataları yapmaları ve düşüncelerini tam olarak ifade edememeleri, iletişim kurmalarını zorlaştırır.

 

  • Kişilik Değişiklikleri ve Psikiyatrik Sorunlar: Alzheimer hastalarında kişilik değişiklikleri sık görülür. Hastalar daha önceki sosyal ve aktif yaşamlarına kıyasla daha çekingen, umarsız ve içine kapanık hale gelebilirler. Duygusal tepkileri abartılı hale gelebilir, hızlı sinirlenme, üzüntü veya mutluluk gibi duygusal dalgalanmalar yaşarlar. Çevresindeki insanlara karşı güvensizlik duygusu gelişebilir ve bu durum sosyal ilişkilerini olumsuz etkiler. Aynı hareketleri tekrar tekrar yapma gibi tekrarlayıcı davranışlar da sıklıkla gözlenir. Hastalar, olmayan şeyleri görebilir veya duyabilir, gerçek dışı inançlara sahip olabilirler. Bu durum hem hastaların hem de çevrelerindekilerin yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürür. Tekrarlayıcı hareketler, insanların peşinden yürümeler, banyoya girmek istememe, bazen de sözel ve fiziksel saldırganlık olabilir.

Hastalarda uyku sorunları, idrar sorunları, iştah değişiklikleri, yürümede yavaşlama gibi bulgular da sıklıkla sonradan tabloya eklenir. Bu belirtiler herkeste aynı şekilde ve aynı sırayla görülmeyebilir. Bazı kişilerde belirtiler daha yavaş ilerlerken, bazı kişilerde daha hızlı ilerleyebilir.

Alzheimer Hastalığı: Beyindeki Mikroskopik Değişiklikler

Alzheimer hastağının mekanizması tam olarak anlaşılamasa da, işin içinde onlarca süreç tanımlanmış olsa da öne çıkan 3 mikroskopik değişiklik göze çarpmaktadır.

  • Amiloid Plakalar: Beyin dokusunda beta-amiloid proteininin birikmesi sonucu oluşan sert plak benzeri yapılardır. Bu plaklar, sinir hücrelerinin iletişimini bozup beyinde yangıya yol açarak beyin fonksiyonlarını olumsuz etkiler.
  • Nörofibriler Yumaklar: Sinir hücrelerinin içindeki bir protein olan tau proteininin anormal bir şekilde birikmesi sonucu oluşan yumaklardır.
  • Nöron Kaybı: Tüm süreçler nihayetinde sinir hücrelerinin ölümine yol açmaktadır ve bunun sonucu olarak beyin dokusunda atrofi (küçülme) görülür.

Alzheimer Hastalığında Tanı

Alzheimer hastalığını teşhis etmek, hastalığın etkilerini anlamak ve uygun tedavi planlarını oluşturmak için kritik öneme sahiptir. Tanı sürecinde birden fazla yöntem kullanılır ve bu yöntemler birbirini tamamlar. Her hastaya bu yöntemlerin tamamı uygulanmaz. Duruma göre en uygun yöntemler seçilir. Bu süreçteki temel adımlar şunlardır:

  1. Hastanın Yakınlarından Alınan Bilgiler: Alzheimer hastalığının belirtileri genellikle hastanın çevresindeki kişiler tarafından fark edilir. Yakın çevrenin hafıza kaybı, davranış değişiklikleri ve günlük yaşamda karşılaşılan zorluklarla ilgili gözlemleri, tanı için son derece değerlidir. Bu bilgiler, kişinin genel durumunu anlamak için bir başlangıç noktasıdır. Erken dönemde hastaların kendilieri de durumlarına vakıf olup yaşadığı zorlukları anlatabilir.
  2. Zihinsel İşlevlerini Ölçen Testler: Kişinin hafıza, dikkat, dil ve görsel becerileri, problem çözme ve karar verme gibi zihinsel yeteneklerini değerlendirmek için testler uygulanır. Bu testler bazen basit değerlendirmeler şeklinde olurken, bazen de nöropsikologlar tarafından çok daha ayrıntılı testler yapılabilir.
  3. Beyin Görüntüleme: Beyindeki yapısal ve işlevsel değişiklikleri incelemek için MR (manyetik rezonans), BT (bilgisayarlı tomografi) ve PET (pozitron emisyon tomografisi) gibi yöntemler kullanılır.
  4. Beyin Omurilik Sıvısı Analizi: Beyin omurilik sıvısındaki Alzheimer ile ilişkili proteinlerin düzeylerini ölçen bu yöntem, hastalığın kesin teşhisinde en güvenilir araçlardan biridir.
  5. Kan Testleri ve Biyobelirteçler: Alzheimer hastalığına özgü proteinlerin kandaki seviyelerini ölçen testler, tanı sürecinde giderek daha fazla kullanılmaktadır. Bu testler, erken teşhis için umut vadeden bir yenilik sunar.

Tıbbi Tedavi Yaklaşımları

Alzheimer hastalığının tedavisinde kullanılan yöntemler iki ana gruba ayrılır: klasik tedaviler ve yeni gelişen tedaviler.

Klasik Tedavi Yaklaşımları:
Alzheimer hastalığında uzun yıllardır kullanılan ilaçlar, hastalığın belirtilerini hafifletmeyi ve yaşam kalitesini artırmayı hedeflemektedir. Bu ilaçlar, beyindeki kimyasal dengenin korunmasına yardımcı olarak hafıza, öğrenme, konuşma ve davranış sorunlarını bir miktar hafifletebilir. Ancak bu tedaviler hastalığın ilerlemesini durdurmaz ve süregiden biyolojik süreçleri engellemez.

Yeni Tedavi Gelişmeleri:
Son yıllarda, hastalığın biyolojik mekanizmalarını hedef alan yeni tedaviler geliştirilmektedir.3 Özellikle hastalığın ilerlemesini yavaşlatma konusunda umut vadeden ilaçlar devreye girmiştir.

Geçtiğimiz yıllarda Amerikan İlaç Dairesi (FDA), Alzheimer hastalığını yavaşlattığı kanıtlanan iki tane monoklonal antikor tedavisine onay vermiştir. Bu iki ilaç da hastalığın özellikle erken evrelerinde etkili olup, beyinde biriken amiloid isimli protieini temizleyerek hastalığın gidişat hızını azaltmaktadır. Ancak her iki ilaç da nadir görülen bazı ciddi yan etkiler taşıyabilmektedir.

Alzheimer tedavisindeki bu yenilikler, hastalığın ilerlemesini yavaşlatma ve yaşam kalitesini artırma konusunda önemli bir adım olsa da ilaçların doğru şekilde kullanılması ve yan etkilerin dikkatle izlenmesi kritik bir gereklilik olarak karşımıza çıkmaktadır.

Prof. Dr. Başar Bilgiç

KAYNAKLAR

  1. Alzheimer’s Association. 2024 Alzheimer’s Disease Facts and Figures. Alzheimers Dement 2024;20(5)
  2. Livingston G, Huntley J, Liu KY, Costafreda SG, Selbæk G, Alladi S, vd. Dementia prevention, intervention, and care: 2024 report of the Lancet standing Commission. Lancet 2024;404(10452):572-628.
  3. Cummings J, Zhou Y, Lee G, Zhong K, Fonseca J, Cheng F. Alzheimers Dement N Y N. 2024;10(2):e12465.